Aşağıda paylaşmaya değer kısa ifadeler bulunmaktadır.
Bugün dünyada olup bitenler, otoimmün hastalığı olan bir kişinin vücudunda olup bitenlerin aynısıdır. Çevreyle uyum içinde olmadığımız için bizi destekleyen çevreyi yok ediyoruz.
Peki çevreyle nasıl uyumlu oluruz? Belki bir inanç değişimi...
İnançtaki bu değişimin önemi büyüktür çünkü orijinal görüş, biyolojimizin kurbanları olduğumuz fikrine yol açmıştır. Oysa 'yeni' bilimler aslında biyolojimizin ustası olduğumuzu gösteriyor. 'Merkezi dogmayı' hatırlıyor musunuz?
Yaşamın nasıl ortaya çıktığına ilişkin dogmanın şemasında, DNA en üstte yer alıyordu ve onu, DNA'nın kısa ömürlü 'Xerox' kopyası olan RNA izliyordu. Genlerin nasıl çalıştığına dair yeni anlayış, bu hipotezin yanlış olduğudur çünkü genler aslında okunan planlardır.
Kim tarafından okundu diye sorabilirsiniz.
Kesinlikle. Soru buydu. Aniden vurgu değişti ve mesele şu oldu: Bunları kim okuyor? Okuyucunun zihin olduğu ortaya çıkıyor. Böylece zihin, bedenin en güçlü yüklenicisi haline gelir. Zihin, hücrelere ne beklediğini söyler ve hücreler de plana (DNA) girer ve zihnin beklediği şeyi yaratır.