"Doğada, eğer bilinçsizce ona teslim olursak, bizi doğru yola yönlendirecek incelikli bir manyetizma olduğuna inanıyorum."
- Henry David Thoreau
Beyin elektrik sinyalleri üretiyor ve başınıza EEG kabloları takarsam beyin aktivitesinin çıktısını görebilirsiniz. Probun kafaya temas etmediği Magneto Ensefalograf adı verilen başka bir cihaz daha var. Bu cihaz, kafanızın dışındaki bir sondayla beyin aktivitenizi okuyor. Şöyle diyebilirsiniz: “Bekle! O halde düşüncelerim kafamın içinde değil mi? ve ben de "Bu doğru!" derdim. Konsept şu ki, beyniniz bir diyapazon gibi davranıyor ve beyninizden gelen yayın kafanızda bulunmuyor, yani bir radyo istasyonu gibisiniz. Aslında yayın yapıyorsunuz. Her şey titreşir; enerji titreşir ve madde titreşir. İki titreşimin birbiriyle karışabileceği ve her ikisinin de toplanıp her ikisinin de tek başına olduğundan daha fazla güç kazanabileceği yapıcı girişim kavramının devreye girdiği yer burasıdır. Biz insanların, dolaşma yapıcı bir şekilde gerçekleştiğinde kullandığımız ifade "iyi hisler"dir. Tam tersi, rezonans yapan iki titreşimdir, yani aynı dalgalara sahiptirler ancak faz dışıdırlar. Bu bir bağlantı ama frekanslar birbirini iptal ediyor. Buna yıkıcı deniyor çünkü güç artık ilgili her iki kişi için de iptal edilmiş durumda. Ve buna "kötü hisler" denir. Bu, nerede olursanız olun, enerjinin size düşman olduğu ve kendinizi daha zayıf hissettiğiniz anlamına gelir.
Şunu düşünün: Her şeyi entelektüelleştirmenize gerek yok, sadece hissedin. Bu Doğanın yoludur. Bu gezegendeki en ilkelinden en gelişmişine kadar tüm organizmalar bunu bir anlamda pusula olarak kullanıyor… hangi yöne gideceklerini bulmak için. İnsanlar eşsizdir çünkü bizim de dilimiz vardır. Bu nedenle çoğu insan, duygularına göre hareket etmek yerine, "duygularına göre hareket etme; onun yerine birinin söyleyeceklerini dinle" şeklinde programlanmıştır. Bunu yaptığınız anda, yaşayan bir organizmanın sahip olduğu en önemli yönlendirme sistemini kaybedersiniz. Tüm organizmaların doğru yerde olup olmadıklarını bilmek için kullandıkları harika bir pusulamız var. Doğa her organizmaya bu yeteneği vermiştir. Neden kullanmayalım?
Cevap şu; çünkü programlama "buna dikkat etme" der. Sağ duyularımızı kullanmayacak şekilde programlanabiliriz. Örneğin Feng Shui nedir? Feng Shui, etrafımıza bizi güçlendiren, kristal gibi titreşimli nesneler koymamızı savunur. Yani bir odadayken enerji bizi her zaman güçlendiriyor. Sorunlarımızın tamamı bilinçsizdir, görünmezdir ve kendimizden kaynaklanır. Bunu bilmediğimiz sürece sonsuza kadar sıkışıp kalırız. İnsanların hayatları üzerindeki bu görünmez etkiyi görmesi gerekiyor çünkü görünmez olmak, olayların neden olduğunu anlamadıkları anlamına gelir, ancak yine de bir anlayış vardır. Bilgi güçtür, hayatta kalma ve gelişme gücüdür!