Birini yakından tanıdığınızı ve aynı zamanda onun ebeveynini de tanıdığınızı düşünün. Sizin bakış açınızdan arkadaşınızın davranışlarının ebeveynlerine çok benzediğini görüyorsunuz. Sonra bir gün arkadaşınıza şöyle bir şey söylüyorsunuz: "Mary'yi tanıyorsun, sen de tıpkı annen gibisin." Geri çekil! Meryem inanamayarak ve belki de şok içinde muhtemelen şöyle cevap verecektir: "Bunu nasıl söylersin!" Kozmik şaka şu ki, herkes Mary'nin davranışının annesininkine benzediğini görebiliyor dışında Mary. Neden? Basitçe, Mary'nin gençliğinde annesini gözlemleyerek indirdiği bilinçaltı davranış programlarını devreye sokmasının nedeni, öz bilincinin dikkat etmemesidir. Böyle anlarda otomatik bilinçaltı programları gözlemlenmeden çalışır.
“Görünmez” davranışın nasıl işlediğine dair bir başka tanıdık örnek: Arabanızı sürüyorsunuz ve bir yandan da yolcu koltuğunda bir arkadaşınızla yoğun bir sohbet yapıyorsunuz. Tartışmaya o kadar dalıyorsunuz ki ancak daha sonra bakışlarınız yola döndüğünde son on dakikadır araba kullanmaya dikkat etmediğinizi fark ediyorsunuz. Öz-bilinçli zihin konuşmaya meşgul olduğundan, araba bilinçaltının “otopilot” modu tarafından sürülüyordu. Ancak, bu on dakikalık ara sırasında sürüş davranışınızı tanımlamanız istenseydi, "Bilmiyorum...dikkat etmiyordum" demek zorunda kalırdınız. Aha! Önemli olan da bu; bilinçli zihin meşgul olduğunda kendi programlanmış bilinçaltı davranışlarımızı gözlemlemiyoruz.